Ana içeriğe atla

PORTAKAL REÇELİ YAPILIŞI


 Selamlar herkese, 
  Kış mevsimin de en çok yaptığım kabuklarını  ince  ince keserek  kurutup iplere geçirdiğim  portakal reçelimin  tarifini paylaşmak istiyorum sizlerle. 

Önce  bir kilo veya 2 kilo olarak aldığınız  kalın kabuklu portakalları  seçip hijyenik bir şekilde  güzelce yıkıyorsunuz..

İnce ince şeritler halinde kestiğiniz  portakal parçalarını yorgan iğnesiyle sırayla  iplere  diziyorsunuz. 

 Yaparken biraz  sıkıntı çekseniz de,bir süre sonra  el alışkanlığınız gelişip yapılışına alışıyorsunuz.. 

Bu arada portakal kabuklarını soğuk bir yerde kurutursanız böylelikle küflenmesini de  önlemiş oluyorsunuz..

İster taze ister kurumuş olsun ipe geçirdiğiniz portakal kabuklarını haşlamak için biir tencere soğuk  su içnde kaynatıyorsunuz..Her kaynama sonrasında suyu boşaltıp tekrardan soğuk su koyup bu işleme devam ediyorsunuz.

Bu işlemi acısı gidene kadar en az altı yedi kere yapıyorsunuz. 

Son aşamada iyice acısının çıktığına inandığınız kabukları bu kez başka bir tencere de reçel için kaynattığınız şerbetin içine koyup bir taşım daha kaynatıyorsunuz..

Şerbet için şeker ve su ölçüsü vermiyorum ya standartı kovalayın yada aldığınız kilo bazlı şeker ve su kaynatabilirsiniz. 

Kaynayan reçelin içine önceden ayırdığınız bir bardak portakal suyunu da boca edip karıştırın..

Bir parça limon ederek kıvamını kontrol edelim. 

Hafiften çekmeye başlayan ve kıvamı daha katı bir hal almaya başlayan reçeliniz olmaya başlamıştır. 

Ayrı bir yerde kaynar sudan geçirdiğiniz cam kavanozlara doldurup sıkıca kapaklarını kapatıp ters çeviriyoruz.

Açınca hızlı tüketmek adına ben daha çok küçük kavanozları dolduruyorum..

Hem tazecik yiyorsunuz hemde bozulmamış oluyor..

Her an elinizin altında görsel sarı bir  şölene dönüşen bu kavanozları hediye olarak ta sevdiklerinize götürebilirsiniz. 

İster reçel ister marmelat mutfakta bir taşım kaynayan ve ortalığa tarçın elma şeftali limon ve portakal kokuları salan herşeye varım.


Bu kış akşamında  kendi mutfağımın rengarenk cıvıl cıvıl köşesinden seslendim sizlere.

Yeni tadlar yeni güzelliklerde buluşmak dileği ile sevgiler herkese 


PORTAKAL REÇEL TARİFİ

GEREKLİ MALZEMELER

2 KİLO PORTAKAL ( Kalın kabuklu olması önerilir) 

5-6 SU BARDAĞI ŞEKER (Size kalmış)

3-4 BARDAK SU

3  BARDAK PORTAKAL SUYU

YARIM LİMON

YAPILIŞI

Öncelikle, portakal kabuklarının kabuklarını ince ince dilimleyip, resimlerde gördüğünüz oval şekilde ipe diziyoruz.
 İpe dizdiğimiz portakal kabuklarını 5 kez kaynamış sudan geçiriyoruz.
 Bu işlemin detayını vermek gerekirse, soğuk suya koyduğunuz portakal kaynayınca suyunu döküp, tekrar soğuk su koyup kaynamasını bekliyoruz bu işlem 5-6 kez yapılması gerekiyor. Burada amaç kabuğun acı suyunun çıkmasıdır. 
Ayrı bir kapta şeker ve suyu kaynatıyoruz. Haşlanan portakal kabuklarını bu kaynattığımız şekerli suya ilave ediyoruz. İçine ayrıca portakal suyunu da ilave ediyoruz.
 Bir süre daha bu şekilde kaynatıp yarım limon suyunu ilave edip, reçel kıvamına geldiğinde ocaktan alıyoruz.
 Her reçel de olduğu gibi reçeli tabakta kontrol ediyoruz, mevcut bir akışkanlığı varsa reçeliniz olmuştur demektir. Bence reçelinizi küçük kavanozlarda saklamanızı öneririm.
 Yaz için saklamayı düşünüyorsanız bozulmaması ve kapağı açıldığında çabuk tüketilmesi için küçük kavanozlar tercih etmelisiniz. 
Kavanozlara yerleştirirken küçük bir makas yardımıyla veya bıçakla iplerini kesip dizilmiş portakalları kavanoza sırayla boşaltabilirsiniz.
 En üstlerine kalan sosunu döküp, kapağı sıkıca kapatıp, ters çevirip bir gece bu şekilde beklettikten sonra ertesi gün erzak dolabınıza yerleştirebilirsiniz.



Yorgan iğnesi ile kalın ipe dizdim

Sıcakken kavanoza koydum.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EDİRNE DE BAHAR ŞENLİKLERİ

KAKAVA ŞENLİKLERİ 2023  1.GÜN ANILARI  Okurken dinleyin lütfen:)   ve harika bir youtube videomuzu da buraya bırakıyorum..    *** işte burada *** Selamlar sevgili dostlar ; Bu gezimizde sizlere,  iki yıl arayla katılmış olduğumuz Edirne  Kakava festivalinden izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.  Edirne'ye doğru yola çıkmak her zaman bana iyi gelmiştir. Ayçiçeği tarlaları ve ucsuz bcaksız tarlaları uzaktan görmeyi seviyorum.. Sanki dünyanın diğer ucuna gider gibi hislerim.. Şehir'den uzaklaşmanın keyfi de eklenince değmeyin keyfimize.. İstanbul'dan erken saatlerde yola çıkmış ve yol boyu kahve molaları vermiş durumdayız. Bu lokasyon üzerinde harika kahvaltı noktaları var, hatta isterseniz yanınıza atıştırmalık yiyeceklerle birlikte kamp sandalyenizi masanızı her hangi bir tarlanın içine dahi kurabilirsiniz.. Güneş ışıl ışıl tepemizde, sakin seyran bir hava esintisi yüzümüzü yalamakta.. Sessizlik öyle güzel ki şekilden şekile giren ekilmiş bahçeleri i...

ISLAND OF MARMARA

  A vşa ve Marmara adası her zaman hep merak uyandırmıştır bende..  Bu bayram evde durmaya hiç niyetim yok,  çantamı kaptığım gibi  Tekirdağ yollarına düştüm bile.. Çekmeköy'den Tekirdağ'a ulaşmak hiç de öyle kolay olmadı nasıl bir trafik var anlatamam size.. Sıcak bir yandan beni boğarken  gıdım gıdım ilerleyen   bir yol içerisindeyim.. Nihayet biraz kestirme  yolları keşfedip   araçlı ada feribot da kendimi buluyorum.. Güneş pırıl pırıl sabahın esenliği seri serin yüzüme vuruyor.. Yolcuların kimisi ayakta kimisi de ''minderlerde uyumak yasaktır'' yazan tabela önünde boylu boyunca uzanıyor.   Kimi insanlarsa  bir bardak  sıcak çay içebilmek  adına  sıra bekliyor, hayat böyle  bir galeyan şeklinde gidip geliyor feribot içinde.. Kaptan ve mürettebat ortalarda yok, çay ocağı bomboş terkedilmiş gibi.. Nihayet çay demlendi ve ben kendime nefis bir tost ve çay  söyledim söylemesine ama,  ekmekte pe...

AVŞA ADASI & ERDEK & KİRAZLI MANASTIRI KEŞİFTEYİZ

  Gençliğimden beri adını sık sık duyduğum  ve  her zaman  gitmeyi çok istediğim bir yerdeyim  yani Avşa adasında...  Feribot yolculuğumuz ne kadar uzun sürmüş olsa da  dalgalar eşliğinde süzülerek geçtiğimiz manzaralar hafızalarımızdan silinmeyecek kadar güzel izler bırakıyor.. Bahar'da kapısını araladığımız Avşa adası bizi sukunet içinde karşılıyor..   Toskanayı aratmayacak güzellikte ş araplık üzüm bağları,  boylu boyunca uzanmış geniş  sahiller, el değmemiş kutsal topraklar özellikle bizim gibi bahar da gittiyseniz rengarenk çiçekler gelincikler arasında dolaşır durursunuz.  Bana göre Avşa ada'sının  en güzel sezonu bahar ayları diyebilirim.. Tertemiz denizi ve güzel sahillerinin yanı sıra, pek çok su sporu aktivitesine imkân sağlayan Avşa adası coğrafi yapısıyla da bisiklet turları ve doğa yürüyüşlerine de oldukça uygun.  Ada içerisinde bir kaç tane doğal otel, kamp yerleri ve salaş mekanlar da var.. Bence tatil belde...