Ana içeriğe atla

İzmir - Şirince Köyü Çok Şirin




İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı olan, doğası ve mimarisiyle Türkiye'nin en güzel eski Rum köylerinden biri olan Şirince, beyaz konak evleri, otantik sokakları ve tüm dünyaya ün salmış olan şaraplarıyla ön plandadır.. 

Yüksek , tepelerin arasına kurulmuş ve özgün tarihi mimarisini önemli ölçüde korumuş  olan köy, zeytin ağaçlarının, mandalina ağaçlarıyla iç içe geçtiği bir yolun sonunda yer alıyor..

Karnımız açıkmış ve nerede mola verebiliriz diye düşünürken meydanda yemek yiyebileceğimiz nefis bir yer gözümüze çarptı, artemis restaurant   mekan ve yemekler çok lezizdi, gayet nezih bir ortamda manzaranın da tadını çıkararak mola verdik.. 

Meşhur Kıyamet Kebabı’nı tadabileceğiniz Artemis Restaurant’ta yeşilin bin bir tonu ve taş evlerle oya gibi işlenmiş Şirince manzarasına karşı şarabınızı yudumlayabilirsiniz. Ücretler biraz yüksek olsa da lezzet ve manzara bizce bu değeri hak ediyor.

Kaldığımız pansiyonun yanında canlı müzik yapan  şahane bir yer bulmam çok da zor olmadı  giderseniz mutlaka bir gece canlı müzik dinlemenizi öneririm. .kırkınca arsipel restaurant  

Gece güzel , müzikler güzel yorgunluktan  dantel işlemeli yastığa başımı koyar koymaz uyuyakalmışım.
 Sabah kuş sesleri kuş cıvıltılarıyla uyanıp, mükemmel bir kahvaltı sofrasına oturdum..

Aziz John Babtist Kilisesi

Şirince köyünün güney yamacında yer alan Aziz John Baptist Kilisesi’nin inşası yeni tamamlanmış olsa da tarihi oldukça eski.

 Kilisenin ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmiyor.

 Fakat 1800’lü yılların başında eski kilisenin hatırasını zedelemeden bulunduğu yere eski kilisenin mimari özellikleriyle yeni bir kilise inşa edilmiş.

 Bu tarih kokan mabedi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.

  Kilise de dikkatimi çeken şey fazla  sütunların olması, köyün güzelliğinin sergilendiği dışarıya açılan o güzel  dar  pencereden dışarıyı seyretmek..

 Çıkışda bir minik havuz  gördüm.
 
Dilek havuzu dedikleri yere insanlar para atıyorlardı.

Ben de bir dilek tuturak minik havuza para attım..

 Havuzun  hemen yanında  cam yapımı atölyesine denk geldim.

 Çok güzel bir kolye ve anahtarlık yaptırıp  bir kaç küçük hediye  eşyalar alıp meydana indim..

 Kaldırım sokağı tarihi Rum evlerini fotoğraflayıp, kapılarından bizi buyur eden teyzelerle derin sohbetlere daldım. :) 

Şirince'nin genel mimarisine  bakınca, Osmanlı esintilerini aynı zamanda evlerin hala eski Rum evleri tarzını koruduklarını görebilirsiniz. 

1923′te Osmanlı nüfus mübadelesi döneminde Rumlar buradan göç etmek zorunda kalmışlar ve şehre Makedonyalılar yerleşmiş.

Gizli bir vaha gibi yeşilin, doğanın ve güler yüzlü insanın mutlu yaşadığı bu yer hayallerimizde   her zaman güzel anılarla kalacak hep.


Şirince'nin en nadide güzeller güzeli birbirinden lezzetli  ünü artık dünyaya yayılan, özel üretim yabanmersini, şeftali, karadut gibi birçok çeşidi bulunan Şirince şarapları var. 

Şirince merkezde kurulan, yöre halkının ürünlerini sergilediği pazardan ise değişik aromalı sabunlardan, özellikle de zeytinyağı ve defne sabunundan satın alabilirsiniz.

Hem vadettiği şirin atmosferi hem de bu köyün en ünlü yemeği kabak çiçeği dolması ile herkesi kendine mest etmiş durumda

  • Birçok şarap evi var ama en doğru adres Hera Şarap Evi. ...
  • Eğer şaraba meraklıysanız URLA BAĞ YOLU, İZMİR – ŞARAP TADIMI & BAĞ TURU'na da katılmak isteyebilirsiniz.

  • Şirince’ye adım attıktan sonra yapmanız gereken ilk aktivite köyün sokaklarını turlamak. Sokaklarla tanış olursanız Şirince’yle çok daha kolay bütünleşebilirsiniz.
  • Şirince’nin kıyametin teğet geçtiği köy olması dışında ünlü olduğu başa bir noktada şarapları. 
  • Şirince’ye yolunuz düştüyse meşhur meyve şaraplarından tadabilirsiniz.
  •  Aziz John Baptist Kilisesi bünyesinde bulunan tarihi mahzen bu konuda ziyaretçileri fazlasıyla tatmin ediyor.
  • Şirince Köyü’nde birçoğumuzun ilk kez duyduğu mürver şurubunu tadabilirsiniz.
  •  Sulak bölgelerde yetişen bir çiçeğin özünden yapılan bu şurup başta soğuk algınlığı olmak üzere birçok hastalığa da iyi geliyor.








                         
   






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EDİRNE DE BAHAR ŞENLİKLERİ

KAKAVA ŞENLİKLERİ 2023  1.GÜN ANILARI  Okurken dinleyin lütfen:)   ve harika bir youtube videomuzu da buraya bırakıyorum..    *** işte burada *** Selamlar sevgili dostlar ; Bu gezimizde sizlere,  iki yıl arayla katılmış olduğumuz Edirne  Kakava festivalinden izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.  Edirne'ye doğru yola çıkmak her zaman bana iyi gelmiştir. Ayçiçeği tarlaları ve ucsuz bcaksız tarlaları uzaktan görmeyi seviyorum.. Sanki dünyanın diğer ucuna gider gibi hislerim.. Şehir'den uzaklaşmanın keyfi de eklenince değmeyin keyfimize.. İstanbul'dan erken saatlerde yola çıkmış ve yol boyu kahve molaları vermiş durumdayız. Bu lokasyon üzerinde harika kahvaltı noktaları var, hatta isterseniz yanınıza atıştırmalık yiyeceklerle birlikte kamp sandalyenizi masanızı her hangi bir tarlanın içine dahi kurabilirsiniz.. Güneş ışıl ışıl tepemizde, sakin seyran bir hava esintisi yüzümüzü yalamakta.. Sessizlik öyle güzel ki şekilden şekile giren ekilmiş bahçeleri i...

ISLAND OF MARMARA

  A vşa ve Marmara adası her zaman hep merak uyandırmıştır bende..  Bu bayram evde durmaya hiç niyetim yok,  çantamı kaptığım gibi  Tekirdağ yollarına düştüm bile.. Çekmeköy'den Tekirdağ'a ulaşmak hiç de öyle kolay olmadı nasıl bir trafik var anlatamam size.. Sıcak bir yandan beni boğarken  gıdım gıdım ilerleyen   bir yol içerisindeyim.. Nihayet biraz kestirme  yolları keşfedip   araçlı ada feribot da kendimi buluyorum.. Güneş pırıl pırıl sabahın esenliği seri serin yüzüme vuruyor.. Yolcuların kimisi ayakta kimisi de ''minderlerde uyumak yasaktır'' yazan tabela önünde boylu boyunca uzanıyor.   Kimi insanlarsa  bir bardak  sıcak çay içebilmek  adına  sıra bekliyor, hayat böyle  bir galeyan şeklinde gidip geliyor feribot içinde.. Kaptan ve mürettebat ortalarda yok, çay ocağı bomboş terkedilmiş gibi.. Nihayet çay demlendi ve ben kendime nefis bir tost ve çay  söyledim söylemesine ama,  ekmekte pe...

AVŞA ADASI & ERDEK & KİRAZLI MANASTIRI KEŞİFTEYİZ

  Gençliğimden beri adını sık sık duyduğum  ve  her zaman  gitmeyi çok istediğim bir yerdeyim  yani Avşa adasında...  Feribot yolculuğumuz ne kadar uzun sürmüş olsa da  dalgalar eşliğinde süzülerek geçtiğimiz manzaralar hafızalarımızdan silinmeyecek kadar güzel izler bırakıyor.. Bahar'da kapısını araladığımız Avşa adası bizi sukunet içinde karşılıyor..   Toskanayı aratmayacak güzellikte ş araplık üzüm bağları,  boylu boyunca uzanmış geniş  sahiller, el değmemiş kutsal topraklar özellikle bizim gibi bahar da gittiyseniz rengarenk çiçekler gelincikler arasında dolaşır durursunuz.  Bana göre Avşa ada'sının  en güzel sezonu bahar ayları diyebilirim.. Tertemiz denizi ve güzel sahillerinin yanı sıra, pek çok su sporu aktivitesine imkân sağlayan Avşa adası coğrafi yapısıyla da bisiklet turları ve doğa yürüyüşlerine de oldukça uygun.  Ada içerisinde bir kaç tane doğal otel, kamp yerleri ve salaş mekanlar da var.. Bence tatil belde...