Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MASUMİYET MÜZESİ / ORHAN PAMUK

Resim
"Sana bir şey söyleyeceğim," dedi. "Söyle." "Söylediğim şeyi yeterince ciddiye almazsın ya da tamamen yanlış davranırsın diye korkuyorum." "Bana güven." "İşte ondan emin değilim,ama gene de söyleyeceğim," dedi. Artık okun yaydan çıktığını,içindeki gizli şeyi bundan sonra saklayamayacağını bilen birinin kararlılığı geldi yüzüne."Bana yanlış davranırsan ölürüm,"dedi. "Kazayı unut canım ve lütfen söyle artık." Tıpkı Şanzelize Butik'te çantanın parasını bana geri veremediği öğle vakti yaptığı gibi sessizce ağlamaya başladı. Hıçkırıkları uğradığı haksızlığa öfkelenen bir çocuğun hırçın sesine dönüştü. "Sana aşık oldum.Sana çok fena aşık oldum!" Sesi hem suçlayıcıydı,hem de beklenmedik ölçüde şefkatli. Ellerini yüzüne kapayıp ağladı. Orhan Pamuk’un kaleminden Kemal ile Füsun’un 1974’te başlayıp 2000’li  yıllara uzanan tutkulu aşkına şahitlik etmek istiyorsanız  tabi ki önce Masumiyet Müzesi kitabını okumakt

Moda 127 Sanat Atölyesi

Resim
 Hayatım boyunca hep görsel sanatlar resim, seramik ve el işleriyle iligi okumak istedim. Nerede bir tasarım okuu görsem içim burkulur.. Müzeleri gezrek rahatlarım, sanat atölyelerinde worksoplarde nefes aldığımı hissederim.  Sanat tarihi bölümü okuduğum dönemlerde  dinlediğim klasik müzikler, Sanat tarihi eğitimi ve coğrafyanın bugün ki beni oluşturduğunu düşünüyorum. Tabi bende yıllarca üzerine koyarak gitmişimdir herşeyin sanat felsefe psikoloji modern dünya uzay çağı vs.  Belki de bu yüzden çok seviyorum bu tarzbu minvalde  insanlarla bir arada olmayı.  Sadece kendimle baş başa zaman geçirebileceğim, kendi maharetimi ve iç sesimi dinleyebileceğim Moda'da  bir atölyenin kapısını araladım bu kez..   Moda 127 Güzel Sanatlar Atölyesi bakınız ; moda127  adeta bir mini konservatuar laboratuvarı..  Güzel sanatlar atölyesinde hissettiğimiz ve kendimizle baş başa kaldığımız bu günde; inanılmaz keyifli zamanlar geçirdik.. Kara kalemden tutun da   suluboya  seramik  teks

EDİRNE'DE GEÇEN GÜNLER

Resim
Her taşın altında bir hikaye aramak, gerçeklerle düşler arasında kaybolmak gibi Edirne'de gezmek. Camileri, külliyeleri, hamamları; çeltik, buğday, ayçiçeği tarlaları ile Avrupa’ya açılan kapımız Edirne! İmparatorluğuna 90 yıl başkentlik yapmış şehirde büyük usta Mimar Sinan’ın en önemli eserleri bulunuyor. Tarihi ve kültürel yönünün yanında Edirne’de muhteşem bir gastronomik deneyim yaşamanız mümkün. Ömrünüzde yiyeceğiniz lezzetli köfteler ve ciğerler muhtemelen bu şehirde, insan kaç kez yerse yesin bu lezzetlere doyamıyor. Trakya’nın bu güzel şehrini ziyaret etmeden önce  Edirne hakkında bilinmesi gereken bazı bilgiler  ile başlayalım.  Edirne’nin tarihi  Traklar soyundan gelen Odrisler’e kadar dayanıyor. Buranın şehir olması ise Roma dönemine denk geliyor. Dönemin İmparatoru Hadrianus stratejik önemi nedeniyle burayı şehir ilan edip adını da Hadrianapolis yani Hadrian’ın şehri koyuyor. Peki  Edirne adı nereden geliyor?  Edirne adı Hadrianapolis’ten geliyor. Hadranapolis is