EDİRNE'DE GEÇEN GÜNLER


Her taşın altında bir hikaye aramak, gerçeklerle düşler arasında kaybolmak gibi Edirne'de gezmek.

Camileri, külliyeleri, hamamları; çeltik, buğday, ayçiçeği tarlaları ile Avrupa’ya açılan kapımız Edirne!

İmparatorluğuna 90 yıl başkentlik yapmış şehirde büyük usta Mimar Sinan’ın en önemli eserleri bulunuyor. Tarihi ve kültürel yönünün yanında Edirne’de muhteşem bir gastronomik deneyim yaşamanız mümkün. Ömrünüzde yiyeceğiniz lezzetli köfteler ve ciğerler muhtemelen bu şehirde, insan kaç kez yerse yesin bu lezzetlere doyamıyor.

Trakya’nın bu güzel şehrini ziyaret etmeden önce Edirne hakkında bilinmesi gereken bazı bilgiler ile başlayalım. 
Edirne’nin tarihi Traklar soyundan gelen Odrisler’e kadar dayanıyor. Buranın şehir olması ise Roma dönemine denk geliyor. Dönemin İmparatoru Hadrianus stratejik önemi nedeniyle burayı şehir ilan edip adını da Hadrianapolis yani Hadrian’ın şehri koyuyor. Peki Edirne adı nereden geliyor? Edirne adı Hadrianapolis’ten geliyor. Hadranapolis ismi zamanla evriliyor ve Bizans zamanında Adrinople oluyor. 1361 yılında I Murat tarafından fethedilip Osmanlı egemenliğine geçince şehrin adı önce Edrine olur. Sonrasında da zamanla halk arasında Edirne diye dönüşüyor.

Edirne'de Gezilecek Yerler

Senelerce Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmış, zamanında Avrupa'nın en büyük şehirlerinden biri olan Edirne'de görmeniz gezmeniz gereken pek çok yer var. 
Her şeyden önce Edirne sokaklarında ve tarihi çarşısında gezmelisiniz. 
Her yeri tarih kokan Edirne'nin sokaklarının mistik havası sizi de büyüleyecek.
Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" diye bahsettiği Selimiye Camisi'nin avlusundan tutun da içerisindeki çinilere kadar, atmosferi ve yapısı oldukça büyüleyici.
 Caminin mimarisinde oldukça farklı mesajlar da gizlidir. 
Tek kubbeli olan cami de Allah'ın birliği simgelenirken, pencerelerin 5 kademeli oluşu İslam'ın beş şartını, dört olan vaaz kürsüleri de İslam'da yer alan dört farklı mezhebi simgeler.

Selimiye Cami

Edirne turistik yerler açısından zengin bir şehir. Burada kime sorsanız Edirne gezisi bu camiyi görmeden  olmaz der.

Mimar Sinan’ın 85 yaşında yaptığı ve kendi ifadesiyle “ustalık eserim” dediği bir cami olunca daha görmeden insanı heyecanlandırıyor. Cami ile ilgili anlatılan hikayeler de cabası! Örneğin şu ters lale hikayesi… Pek çok kaynakta caminin üzerinde bulunduğu arazinin eskiden lale yetiştirilen bir yer olduğu ve sahibinin de biraz aksi bir kadın olduğu rivayet ediliyor. Bu aksi kadının araziyi camide lale motifi kullanılması şartıyla bağışladığı, Mimar Sinan’ın da kadının aksiliğini vurgulamak için laleyi ters resmettiği anlatılıyor. 

Hakkında okudukça, içinde gezdikçe insan buranın, her yeri incelikle düşünülmüş bir cami olduğunu daha iyi anlıyor.. 

Nitekim Sinan’a yalnızca mimar demek haksızlık olur, kendisi tüm eserlerinde mühendislik becerilerini de sergilemiş. Örneğin Selimiye Cami’nde, kış aylarında cami içindeki cemaat sıcak bir ortamda namaz kılabilsinler diye hamamın külhanından bir boruyu caminin altından geçirmiş. 

Bu sayede insanlar kış aylarında da ibadetlerini sıcak bir ortamda yapabiliyorlarmış.

Eski Cami

Dışarıdan bakıldığında Edirne’deki diğer camiler gibi görünen bu camiye girer girmez şaşırmamak elde değil. İç kubbesinin açık yani pencereli olması, duvar ve sütunlarındaki hat sanatıyla yazılmış yazıları ile burayı gezmek diğer camilere göre daha farklı bir deneyim bizce. Bilindiği kadarıyla Anadolu’da hat işlemeli desenli yalnızca iki cami var zaten, biri Bursa Ulu Cami biri de Edirne Eski Cami.

3 Şerefeli Cami

1438-1447 yılları arasında, Fatih Sultan Mehmed’in babası 2. Murat tarafından inşa ettirilmiş bu cami Osmanlı’daki pek çok ilkin örneği. İlk revaklı cami, ilk şadırvanlı cami ve camiye eklenen minarelerin caminin ana yapısına entegre edildiği ilk cami olma özellikleriyle kendisinden sonra yapılacak pek çok camiye örnek olmuş. 

Cami avlusundaki şadırvana sırtınızı verdiğinizde caminin taç kapısı tam karşınızda kalıyor. Caminin en etkileyici detayı işte tam burada. 

Gördüğünüz taç kapı 15. yy’ın ilk yarısında yapılmış en büyük taç kapı. 

Yüzyıllar boyunca yapılan diğer camilerde bu kadar büyük bir taç kapı görmek de mümkün değil. 

Edirne Büyük Sinagogu 

Edirne tarih boyunca farklı dinlere mensup halkların, asırlarca hoşgörü ile yaşadığı bir kent. Müslümanlar gibi, Hıristiyanlar ve Museviler de kendi dini ihtiyaçlarına dair yapılar inşa etmiş, bu yapıların bir kısmı çeşitli yapı kayıpları ve restorasyonlarla günümüze ulaşmayı başarmış. Avrupa'nın en büyük, dünyanınsa üçüncü büyük sinagogu olan Edirne Büyük Sinagogu bu yapılardan en görkemlisi. Edirne Büyük Sinagogu, şehirde yeterli cemaati bulunmadığı için İstanbul gibi büyük şehirlerden gelenlerce özel günlerde ibadet için kullanılıyor. Halkın ziyaretine de açık olan sinagog zaman zaman kültür-sanat aktivitelerine ev sahipliği yapıyor.

Gar Binası

Edirne ünlü yerleri arasında bu gar binasını gösterebiliriz. 

Hepimizin bildiği gibi Karaağaç bölgesi Lozan Antlaşması’nda Yunanistan’ın savaş tazminatı olarak verdiği bir yer. Karaağaç Bölgesi’nde bulunan gar binası 1930 yılı ile 1972 yılları arasında aktif olarak hizmet vermiş. 

Günümüzde Trakya Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılan bu binayı ziyaret edebilir ve bahçesinde gezinebilirsiniz. Bu sayede Lozan Anıtı’nı da yakından görme şansınız olur.

İkinci Bayezid Külliyesi

Edirne Sarayiçi bölgesinde bulunan bu külliyenin içindeki tıp fakültesi amfi sistemi ile oluşturulmuş. Bildiğimiz kadarıyla 15. yüzyılda dünyada, İkinci Bayezid Külliyesi’ndeki bu fakülte dışında amfi sistemi olan başka bir örnek yok! Bu külliyenin gelen herkesi hayrete düşüren özelliği ise hastalıkların tedavi edilmesinde müziğin etkin olarak kullanılmış olması. Üstelik yalnızca ruhsal hastalıkların değil fiziksel hastalıkların tedavisinde de müzikten yardım alındığını biliyoruz.

 Külliye günümüzde bir tıp müzesi olarak hizmet veriyor ve Edirne’de gezilebilecek en ilginç yerlerden biri.

 15.yüzyıldaki tıp medresesi ve ders ortamı mankenlerle canlandırılmış ve dönemin hekimlik eğitiminin bilinmeyen yönleri vurgulanmış. Müze bu anlamda ziyaretçilerini tıp eğitiminin tarihinde bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Geçmişte akıl hastalarının müzik ile tedavisinin canlandırılışı özellikle dikkat çekiyor. İnsan o dönemdeki gelişmiş tedavi sistemlerine hayran olmaktan kendini alamıyor.

Meriç Köprüsü
Meriç Köprüsü ise Meriç Nehri üzerinde Karaağaç ile Edirne arasındaki bağlantıyı sağlayan tarihi önemi yüksek köprülerden biri. 
Akşam vakitleri köprüye çıktığınızda güneşi nehirden batırabilirsiniz. Köprünün ortasındaki oturulacak alan da padişahın gün batımını izlemesi için yapılmış.

Bulgar Kilisesi
1880 yılında kurulan Sv. Georgi, Edirne'nin Kıyık semtinde, arka sokaklarında küçük bir Ortodoks kilisesi mevcut. Kurulduğundan bu yana aynı ailenin üyeleri papazlık yapıyor. Valilikçe restore edilmiş olup kilise hem ibadete hem de ziyarete açık.

TUNCA KÖPRÜSÜ
Meriç Köprüsü'ne göre Edirne tarafında kalan Tunca Köprüsü Tunca Nehri üzerinde bulunuyor. 1600'lü yıllarda inşa edilmiş köprü üzerindeki parke granit taşlar Sultan Reşat'ın Edirne'yi ziyareti sırasında konulmuş orjinal taşlar.

KARAAĞAÇ
Karaağaç, Edirne'nin güneybatısında, şehir merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bir mahalle. Tunca ve Meriç Köprüleri geçildikten sonra ulaşılan Karaağaç şehirden nispeten uzak oluşu, kendine has mimarisi, doğası ve insan dokusu ile ayrı bir yerleşim, başı başına bir köy havası taşıyor. Bu anlamda Karaağaç Edirneliler için şehrin sayfiyesi, soluk alınacak kaçış noktalarından biri olarak görülüyor. Trakya Üniversitesi öğrencilerine de bu bölgede yoğun olarak rastlanıyor.

KARAAĞAÇ TREN İSTASYONU
Karaağaç kasabasında bulunan tren istasyonu, II. Abdülhamit zamanında yaptırılmış. Trakya Üniversitesi önderliğinde orijinaline benzer şekilde restore edilen Karaağaç Tren İstasyonu, 1998 yılından günümüze kadar Rektörlük Binası olarak hizmet sunmaya devam ediyor. Ziyarete açık olan istasyondaki tren ve raylar arasında gezmek ve fotoğraf çektirmek büyük küçük herkesin oldukça ilgisini çekiyor.

KARAAĞAÇ TREN İSTASYONU

Karaağaç kasabasında bulunan tren istasyonu, II. Abdülhamit zamanında yaptırılmış.
Trakya Üniversitesi önderliğinde orijinaline benzer şekilde restore edilen Karaağaç Tren İstasyonu, 1998 yılından günümüze kadar Rektörlük Binası olarak hizmet sunmaya devam ediyor. Ziyarete açık olan istasyondaki tren ve raylar arasında gezmek ve fotoğraf çektirmek büyük küçük herkesin oldukça ilgisini çekiyor.

Edirne'de Ne Nerede Yenir ?

Edirne tarihten bugüne taşıdığı köklü kültürünü mutfaktaki lezzetlere de yansıtmış. Günümüzde gerek Osmanlı'dan gerekse de yakınlarındaki Yunanistan ve Bulgaristan'dan pek çok farklı kültürle harmanlanmış, oldukça lezzetli bir Edirne mutfağı var.
Edirne mutfağının en ünlü lezzetli ciğer tava, Edirne yaprak ciğeri olarak da bilinir. Abartısız ülkemizdeki en lezzetli ciğer tavayı Edirne'de yiyebilirsiniz.

 Mutlaka tatmanız gereken bir diğer lezzet ise elbasan tava. 

Bu iki harika lezzetin dışında Edirne'nin yöresel lezzetlerinden bazıları tarhana, badem ezmesi, ciğer sarma, akıtma, hardaliye, satır kebabı, etli marul sarması, katmerli pazı böreği, nohutlu ekmek, etli kandil mantısı, Rumeli beğendisi, Rumeli paçası, mamzana, gaziler helvası, belmuş, peynir tatlısı, nişasta helvası ve bulgurlu kol böreği gibi oldukça lezzetli ve değişik yemeklerdir. 

Edirne Tava Ciğeri: Elbette Edirne'nin neyi meşhur sorusunun karşılığı. Tavada kızartma ciğerin müdavimleri çok fazla. Yanında gelen acı sosu, baharatlar ve soğan piyaz ile yenmesi makul.
Edirne'de tava ciğeri nerede yenir derseniz, en ünlüsü ve turistik olanı Aydın Tava Ciğer, önünde her zaman sıra var.
 İkinci en ünlü kabul edilen ise Ciğerci Niyazi Usta, bol porsiyonu ve servisiyle oldukça tatmin edici. 
Son olarak ise Ciğerci Kazım önerimiz olacak.

Mutancana ve Zirva: Payitaht döneminden kalma bu yemek et ve meyveyi bir araya getiren, Saray mutfağının önemli ürünlerinden biri.
Hayrabolu Tatlısı: Günümüzde tahinle süslenerek servis edilen bu sıradan ancak nefis tatlı için İzmir Kemalpaşa tatlısının kocamanı diyebiliriz.
Karaağaç Kahvaltıcıları Edirne'nin en meşhur kahvaltıcıları Karaağaç'ta sıralanıyor. Lozan Anıtı ve tarihi trenin olduğu bölgede sıra sıra birçok kahvaltı mekanı bulunuyor. Ayçiçeği 24 Saat açık
Balkan Lokantası Saraçlar Caddesi üzerindeki esnaf lokantası gerçekten lezzetten yıkılıyor! Kızarmış pilici ve yoğurdu kesinlikle tavsiye edilir, eğer ciğer sarma'ya denk gelirseniz mutlaka tadin
Köfteci Osman; Güler yüzlü hizli hizmet! Yemeklerden bahsetmeye bile gerek yok. 

Yılların köftecisi sonuçta, sadece köfte degil Edirne'nin amblemi olan ciğeri de en iyi pisirme teknigi ile yemek mümkün. 
Vargo Restoran Edirne'nin manzaralı, lüks mekanı. 

Dünya mutfağından ürünler sunan Vargo'yu Edirne Rehberlerinde ön sıralarda görüyorsunuz. 
Edirne de boyle bir yer olmasi oldukca güzel olmuş. Manzarası menüsü hizmeti gayet basarili. Mutlaka gidilmeli...
Tatlıcı Keçecizade Kavala ve Badem Ezmesi muhteşemdi...

Edirne'de tatlıcı ve pastanelerin başında gelen Keçecizade yol üstü duraklarının da meşhur ürün tedarikçilerinden. Tabii Hardaliye'yi de unutmamak lazım.

Edirne'den Ne Alınır?

Edirne'de Tarihi Ali Paşa Kapalı Çarşısı, alışveriş için en uygun yerlerden. 

Burada her türlü aromada ve şekilde misk sabunları bulabilirsiniz. 

Selimiye Arastası'ndan misk sabunundan Edirne peynirine, peynir tatlısından badem ezmesine kadar pek çok farklı lezzeti satın alabilirsiniz. 
Peynir şekeri satın alabilirsiniz.
Çarşıda ve mağazalarda el yapımı ürünler, süs eşyaları, hediyelik eşyalar ve takılar ya da Edirne'ye özgü figürler bulabilirsiniz. 
Kıyafet, tekstil ürünleri, işlemeli dantel örtüler satın alabilirsiniz.

Saraçlar Caddesi'nde Takılın: Edirne'nin mecburiyet caddesi Saraçlar gerçekten son derece batılı, şahane bir yürüyüş yolu kazandırmış şehre. Gezmesi, alışveriş yapması, azıcık yeme içmesi şahane.

Edirne Festivalleri

Tarihi Kırkpınar Güreşleri, Kakava Hıdırellez Şenlikleri her yıl 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanıyor.
Edirne Klarnet Festivali

Edirneli klarnet ustası Deli Selim'in hatırasına Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen klarnet festivali tabii ki bu alanda Dünya'da bir ilk. 
Yerli ve yabancı klarnet ustalarını şehre getirip müzik ve dans coşkusu sunan festival 2012'den beri düzenlenen genç bir girişim.

Edirne Bando ve Ciğer Festivali
Meşhur Edirne Tava Ciğeri'nin Saraçlar Caddesi'nde kurulan panayır alanında yaklaşık 1 ton civarında miktarının halka ücretsiz dağıtılması, bu sırada da Edirne Belediye Bandosu başta olmak üzere, Türkiye, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi bölge ülkelerin Bando gruplarının folklorik eserleri gün boyu çalıp, Edirnelilere ve misafirlere sonsuz bir müzik ve tava ciğeri sunan festival Edirne Belediyesi tarafından organize edilmekte ve hava koşullarına göre her yıl tarihi değişmekte.

Edirne özellikle Osmanlı zamanında edindiği konum ve anlam açısından il sınırları için de pek çok zenginliği bir arada bulunduruyor.
 
Henüz gitmediyseniz şimdi tam vaktidir , Edirne'yi gezmenin  havasını solumanın,  sonbahar esintileri arasında Meriç köprüsünün  kenarında keyif yapmanın..

Sevgiler herkese. MSavon Yolda 2010

Edirne’ye Nasıl Gidilir?

Edirne’ye karayolu ile ulaşım çok kolay. 

Özellikle de İstanbul’da yaşayanlar için 2,5 saat gibi kısa bir sürede ulaşabilme imkanı günübirlik Edirne turlarını bir anda cazip hale getiriyor..

Edirne’ye havayolu kullanarak ulaşmak isteyenler için en yakın havaalanı Tekirdağ’da bulunuyor. Tekirdağ’dan sonra yaklaşık bir buçuk saatlik bir araba yolculuğu ile Edirne’ye ulaşmak mümkün.

Bununla birlikte Türkiye’nin pek çok şehrinden otobüsle doğrudan ulaşım da sağlanabiliyor.

Son olarak tren yolculuğunu seven yolcularımız için demiryolu seçeneğini de hatırlatalım! İstanbul Halkalı’dan kalkan tren ile Kapıkule’ye yaklaşık dört saat süren bir tren yolculuğu ile de gidilebilir. 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AVŞA ADASI & ERDEK & KİRAZLI MANASTIRI KEŞİFTEYİZ

YENİ YIL GAZELLEMESİ

ISLAND OF MARMARA

METAMORFOZ GÖKÇEADAM

KAMP VE DOĞA YÜRÜYÜŞÜNDE ARA ÖĞÜN / SMOOTHİE ÇEŞİTLERİ

Frida Kahlo'nun Renkli Dünyasında Olmak.