GAP TURUNDAYIZ..
GAP TURUNDA KAÇ YER GEZDİK
Gelin hep braber şu cennet vatanımızın güzelliklerini birlikte keşfedelim..
Adana yolculuğu ardından sabah saatlerinde Adana'ya geliyoruz.
Burayı kısa bir mola gibi düşünün, Sabancı Merkez Camii ve Taş Köprü'yü gezip yola devam ediyoruz.
İlk durak Antakya...
İlk önce Antakya Arkeoloji Müzesi- St. Pierre Kilisesi- Habibi Neccar Camiyi geziyoruz.
Serbest zamanımızda eski Antakya evlerinin bulunduğu sokakları geziyoruz.
Sabah otelimizde aldığımız harika bir kahvaltı sonrasında Harbiye Şelalelerini gezmeye gidiyoruz.
Antakya deyince aklımızda kalan en önemli 3 şey; Asi Nehri, Harbiye Şelaleleri ve künefe oluyor..
Antakya sonrası durağımız Gaziantep oldu.
Burada güne muhteşem Zeugma Mozaik Müzesi ile başladık.
Zeugma Mozaik Müzesinde Roma dönemine ait mozaikleri ve meşhur "Çingene Kız" ile tanıştıktan sonra uzun bir çarşı-pazar-alışveriş yapıyoruz.
Salça-baharat-yöresel sabunlar, giysiler ve daha niceleri.
Gaziantep, hareketli ve sempatik bir kent.
Esnaf, kente gelen ziyaretçilere çok yardımcı oluyor.
Geceyi G.Antep"te geçirdikten sonra sabahın ilk ışıkları ile Halfeti"ye doğru yola koyuluyoruz.
Birecik baraj gölünde tekne gezintisi yaparken sular altında kalan yemyeşil eski Halfeti için üzülüyorum..
Urfa'dan ayrılmadan Harran'a gidiyoruz, konik kubbeli evler gerçekten enteresan.
Yine Harran'da Harran kalesi ve Harran üniversite kalıntılarını gezdikten sonra Ş.Urfa"ya dönüyoruz.
Burada kaldığımız gece "Urfa Sıra Gecesi" ne hep beraber katılıyoruz..
İnanılmaz eğlenceli bir gecenin sonunda çok yorulmşz..
Ertesi sabah yine çok erkenden Göbeklitepe'ye doğru yola çıkıyoruz.
Günümüzden 12 bin yıl önce yapılmış, ne olduğu ve amacı henüz tam olarak bilinemeyen taş anıtları görmek ve fotoğraflamak gerçekten çok heyecan vericiydi.
Yeni rotamız Mardin, daha doğrusu bir kartal yuvasını andıran eski Mardin.
Dar sokakları, çarşıları, yöresel yemekleri, badem şekerleri, Süryani çörekleri ile ilginç bir yer ..
Gezmeyi ve incelemeyi çok sevdiğim bu yer bana ianılmaz geliyor.. Farklı havası bizi içine çekmeyi başarıyor..
Burada fazla kalamıyoruz ve yola devam diyerek şahane ötesi Deyr-ul Zafaran Manastırına gidiyoruz.
Halen ibadete açık olan bu Süryani manastırı da görülmesi gereken yerlerden biri.
Gün batarken Midyat'a geçiyor ve geceyi orada geçiriyoruz.
Midyat deyince eski sokaklar, gümüş işçiliği ve tabii ki Süryani şarapları akla geliyor.
Hasankeyf sonrası yeni rotamız Adıyaman-Kahta ilçesinde yer alan 2150 m. yüksekliğindeki Nemrut dağı ve Kommagene krallığı heykelleri...
UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer alan Nemrut"ta, Kommagene kralı Antiochos"a bir selam vererek güneşi batırmak inanılmaz bir duygu olacak...
Nemrut"a ulaşmak öyle kolay değil, önce otobüsümüz ile Kahta'ya geliyoruz, daha sonra bizi götürecek olan minibüslere biniyoruz.
Yaklaşık 45 dakika sürecek zorlu ve virajlı yollardan geçerek Nemrut eteklerinde kurulan tesise ulaşıyoruz.
Burada minibüsleri ile biraz daha yukarıya çıkıyoruz.
Bitmedi, bundan sonrasını yürüyerek gideceğiz.
Eskiden katırlarla çıkılan Batı terasına, zaman zaman dikleşen merdivenlerle dinlene dinlene yaklaşık yarım saatte çıkıyoruz.
O kadar şanslıyız ki hava pırıl pırıl güneşli ve çok soğuk olur denilen Nemrut'un tepesi bile çok soğuk değil...
Önce Doğu terasını görüp sonra tekrar Batı terasına dönüyoruz.
Güneş doğarken heyecanlı bir bekleyiş var grupta sabahın serinliği olur diyerek herkes elinde battaniyelerle gelmiş..
Soğuk değil fakat deli bir rüzgar çıkıyor sçlarımız havada uçuşurken..
Göbeklitepe ve Nemrut dağı heykelleri ile kral Antiochos'un henüz açılmamış mezarını ve devasa heykelleri görebilmek gerçekten inanılmaz bir duygya boğuyor bizi..
Geldik gezimizin sonuna, son durak Kahramanmaraş.
Kısa bir çarşı pazar molasında meşhur Maraş dondurmasından yiyip GAP turumuzu noktalayarak İstanbul'a doğru yola çıkıyoruz.
Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz..
TÜLİN ÖZKUL GAP TURU
Gap Turu Sırasında Mutlaka Görülmesi Gereken 5 Yer
Yukarıda da bahsetmiştim, bu bölgeyi rahat rahat gezmek için Mayıs Haziran aylarının uygun olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bölge iklimi sebebiyle yaz mevsiminde aşırı sıcak, Ekim – Kasım gibi de aşırı soğuk olmaya başlıyor.
Ama dediğim gibi tadını çıkara çıkara gezmek için en uygun zamanın ilkbahar mevsimi olduğunu belirtmemde fayda var..
Urfa’da Neler Yapılır?
Balıklı Göl |
Aynzeliha Gölü |
Akkuş |
Yorumlar
Yorum Gönder