Gökçeada Notlarım -3 Yenilikçi Tatil


Gökçeadaya her yolculuğumuzda, bu sevimli yol üzerindeki ayçiçek tarlaları karşılıyor  bizi...

Doğayı izleyerek yolculuk yapmaya bayılıyorum..

Tatliş bembeyaz  bulutlar, rengarenk bitki örtüsü uzun ağaçlarIın hışırtsı ve  rüzgarın sesi beni benden alıyor..

Trakya taraflarına  gidenleriniz varsa oranın ambiansı daha da bir farklı daha güzeldir diğer yerlerden..

Gökçeadaya bu üçüncü gidişimiz her gidşimiz ayrı bir macer ayrı bir yazı konusu fakat bu kez O  naif kırlgan içine kapanık köyleri biraz daha derinlemesine yazmak istiyorum.

GÖKÇEADA'NIN GÜZEL VE DE SAKİN KÖYLERİ  

Ada Merkezi- Panaghia

Gökçeada, Çanakkale'ye bağlı bir ilçe. İlçe merkezi en fazla nüfusa sahip yerleşim yeri. Eski adı Panayia olan merkez 3 mahalleden oluşuyor. 
Çınarlı Mahallesi, Yeni Mahalle ve Fatih Mahallesi. Eski bir Rum yerleşimi olarak mahallelerde özgünlüğünü koruyan yerel mimari örneklere rastlamak mümkün.

Fatih Mahallesi Kaleköy'e giden yolun iki tarafında kurulu. Bu yol üstünde çok sayıda dükkan ve kamu binaları bulunuyor. Metropolitanlık binası, Metropolitan Kilisesi ve Fatih Camii yine bu cadde üzerinde bulunuyor.

Bunların dışında konut ihtiyacını karşılamak için son 20-30 sene içinde yapılmış çeşitli toplu konutlar bulunuyor merkezde. Ve tabi ki kamu binaları, okullar, hastane, eczaneler, bankalar, PTT ve her türlü alışveriş dükkanları hep merkezde toplanmış durumda.

Merkez Kuzulimanı'na 7 km. uzaklıkta yani deniz kenarında değil. Ama adada en fazla otel ve restoran barındıran yer burası. Otellerin çoğu yaz-kış hizmet veriyor.
 
Yazın plajlara ve köylere  minübüsler yine buradan kalkıyor. Hergün başka bir plaja gitmek isteyenler ve merkezin sosyal imkanlarından yararlanmak isteyenler için merkezde konaklamak iyi bir fikir.

Pazar günleri belediyenin yanındaki otopark alana açık pazar kuruluyor. Adalıların kendi ürettikleri sebze-meyveler, salça, zeytinyağı, pekmez, sabun, kekik gibi doğal ürünler alabilirsiniz. 

Eski hamamın olduğu binaya açılan Kent Müzesi adada mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
 Böylece tatiliniz boyunca adayı daha farklı algılayacak ve başka bir gözle bakacaksınız. Bu arada müzenin bahçesindeki kafe ada merkezinde ağaçlar altında, sakin bir ortamda oturabileceğiniz tek yer. Üstelik kuş lokumu ile sundukları kahvesi de çok güzel..

Bademli - Gliki
Yeni Bademli'nin kurulmasından sonra Eski Bademli (Gliki) olarak da anılan köy yüksek bir tepe üzerine kurulu. 
Adanın en güzel manzaraya sahip köylerinden biri. Karşıda ihtişamlı Semadirek Adası, kale kalıntılarıyla yine bir tepeye kurulmuş Kaleköy, mendireğiyle Kaleköy Limanı, dağlar ve ovalar panoramayı tamamlıyor. Yüksek konumundan dolayı adanın balkonu da deniyormuş Bademli için.

Bademli koruma altında olan 4 köyden biri. Türk ismini etrafını saran çok sayıda badem ağacından alıyor. Zamanında adanın en zengin köyü olarak, meyvecilik, süngercilik ve hayvancılıkla uğraşıyormuş köy halkı.

Bu ufak köyde ara sokaklarda dolaşırken köy meydanını kendi kendine buluyor ayaklarınız. Burada sizi köyün eski kahvehanesi karşılıyor. Üzerinde 1903 tarihli bir güneş saati bulunuyor. Son yıllara kadar kullanılan saat, binanın yanındaki dut ağacının büyümesi ve güneşi engellemesiyle işlevini kaybetmiş. Köyün kahvesi sabah 10'da açılıyor. Kahve dışında çeşitli tatlılar da oluyor. Meydanda Rum bir aile tarafından açılan bir kafe daha bulunuyor.

2021'de bir de küçük bir dükkan açıldı Bademli'ye. İçerisinde 30'da fazla tasarımcının işlerinin olduğu özgün bir dükkan burası.

Köyde 150-160 hane bulunuyor. Kışın sürekli kalan sadece 2-3 kişiyken yazın Yunanistan ve İstanbul'dan gelenlerle 150 kişiyi buluyor nüfus. Son yıllarda eski evleri satın alıp restore etmiş bazı İstanbullular. Kültür düzeyi yüksek bu ziyaretçilerden memnun köyün yerlileri.

Köyün imece usulüyle, kendi olanaklarıyla inşa ettiği ilkokul bir süredir otel olarak hizmet veriyor. Artık okula ihtiyaç duyan çocuklar yok köyde. Köyde konaklama dışında restoran hizmeti de veren üç otel daha bulunuyor. 2015'de köyde açılan bal çiftliği de köye ayrı bir renk katmış.

Köyde anıt niteliğinde yaşlı bir çınar ağacı bulunuyor. Çınar ağacının yanında da yarı açık bir çamaşırhane yer alıyor. 

Gökçeada Yeni Bademli

Eski Bademli'nin aşağısındaki düzlüğe kurulmuş olan köyün inşa tarihi 1984. Buraya Isparta, Samsun, Trabzon ve Giresun'dan gelen aileler yerleştirilmiş. Adada nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu köyün geçim kaynağı tarım ve pansiyonculuk.

Merkeze 4 km, denize yürüyerek 10 dakika uzaklıkta bulunan Yeni Bademli, turistlerin konaklamayı en çok tercih ettiği yerlerden biri. Zaten köy bir pansiyon cenneti gibi. 
Köyülülerden kimisi işi profesyonelliğe dökmüş kimisi ise apart olarak kiralama yapıyorlar. Ama hepsi sizi memnun kılmak için ellerinden geleni yapıyor. Anadolu insanının içtenliğini ve misafirperverliğini hissettiriyorlar.

Gökçeada'nın denize girilebilecek en özel noktalarından biri olan Yıldızkoy, Yeni Bademli'ye 5 dakika yürüme mesafesinde. 
Türkiye'nin ilk sualtı parkı'nın sınırları içinde yer alan Yıldızkoy'da çok rüzgarlı günlerin dışında rahatlıkla denize girebilirsiniz..
Kaleköy - Kastro
Kaleköy eski ismiyle Kastro, antik dönemlerden beri yerleşim olan bir yer. 
Bir tepe üzerine kurulu olan köy, kentsel sit alanı ilan edilmiş. 
Mimari projeler önce anıtlar kurulunun onayından geçiyor ve sadece taştan binalar yapılabiliyor. 
Köyde yaşayan hiç Rum kalmamış. Sadece 30-40 sene önce Doğu Anadolu'dan göçmüş aileler ve son yıllarda yerleşmiş şehirliler yaşıyor.

Kaleköy işletme sayısı açısından adanın en canlı köyü. 
Muhteşem manzaralı bir bahçenin içinde kurulu adanın tek sabun atölyesinden, ada meydanındaki kahveye , kayalar üzerine kurulu meyhaneden, el açması gözleme yiyebileceğiniz yerlere kadar çeşitlilik mevcut..

Yüksekçe konumuyla adada gün batımının seyredildiği en güzel noktalardan biri Kaleköy. 
Semadirek Adası tüm ihtişamıyla karşınızda beliriyor.
Gün batımında burayı ziyaret etmek gelenekselleşmiş adada. 
Gün batımına karşı akşam yemeği için oturabileceğiniz iki meyhanede bulunuyor köyde. 
Köyün aşağısında, geçmiş zamanlardan beri kullanılan Kaleköy limanı bulunuyor. Köyden limana yürümek için antik çağlarda açılmış bir patika yolu takip edebilirsiniz. 
Kraliçe Valentina yolunu Pelemede Gattilisuo 1440'lı yıllarda karısı için yaptırmış. 

En tepede geçmişi asırlar öncesine uzanan bir kale kalıntısı bulunuyor. 
İki koyun arasında yer alan Kalenin olduğu tepeden, bir yanda Kaleköy Limanı, diğer yanda Yıldızkoy seyredilebiliyor.
 Hellen öncesi dönemlere ait olan kalenin sur duvarları Bizans devrinde onarılmış ve yenileri eklenmiş.

Kalenin çevresinde antik yazıtlara, mermer mimari kalıntılara ve heykel parçalarına rastlanıyor. 
Ayrıca burada yaşayanlar su gereksinimlerini karşılamak üzere tepe üzerine Roksades isimli bir sarnıç yapmışlar.
 Bu vadinin önemi, dinsel törenlerin merkezi olması. Burada bir Hermes tapınağının kalıntılarından bazı parçaların hala ayakta olduğu görülüyor. 
Kalenin civarındaki evlerin duvarlarında eski taşların kullanıldığı da farkediliyor.

ZEYTİNLİKÖY -AYA TEODOROİ

Zeytinliköy zamanında adanın en sosyal yerlerinden biriymiş. 
Şimdi de çok sayıdaki kafesi sebebiyle en sık ziyaret edilen köylerden. 

Köye, dibek kahvesi içmeye uğramak uzun zamandır bir gelenek adada. 

Son yıllarda Yunanistan'dan köylerine geri dönen Rumların açtığı kafelerle birlikte ortamın daha da renklendiği görülüyor. 
Menülerinde mutlaka dibek kahvesi, sakızlı muhallebi, frappe oluyor. 

 Rumlar binbir çeşit çiçeklerle süslüyorlar kafelerini...

Yaz-kış sürekli yaşayan kişi sayısı 50-60 civarında. Adından da anlaşılacağı gibi etrafı çok sayıda zeytin ağacıyla çevrili. 
Merkeze 3 km. uzaklıktaki köy, koruma altındaki dört köyden biri. 

Adanın en eski kilisesi olan Agios Georgios Kilisesi bu köyde.

Dünyadaki 300 milyon ortodoks Hristiyanın ruhani lideri olan 1.Bartholomeos 1940 yılında Zeytinli'de doğmuş. 
1991 yılında Patrik ilan edilen Bartholomeos, senede birkaç kez doğduğu evi ziyarete geliyor.

Tepeköy-Agridia

Genelde yüksek noktalara konumlanmış Rum Köylerinden en yüksekte olanı adı üstünde Tepeköy. 
Eski ismi Agridia olan köy, merkeze 11 km. uzaklıkta. 
Agridia Yunanca'da küçük tarlalar anlamına geliyor. Köy, volkanik Aya Dimitri tepesinin yamacına kurulmuş. 
Manzarası, tahmin edeceğiniz üzere çok etkileyici.

1964 senesinden önce 1200 olan köyün nüfusu şimdi sadece 60. 
Bir hayalet köyüne dönmüşken 26 sene önce uzun yıllar yaşadığı İstanbul'dan doğduğu köye dönen Barba Yorgo'nun girişimleriyle canlanmaya başlamış. 
Kendisi önce köy meydanında ufak bir Rum tavernasını işletmeye başlamış. 
Ürettiği ev şarapları Gökçeada'nın ismiyle anılır olmuş. Sonra köyün girişinde çok daha büyük bir alana taşımış tavernasını.

Son yıllarda köylerine geri dönen Rumlar çoğalmış. 
Yazın 400-500 kişiyi buluyor köyün nüfusu. Köy kahvesi artık sürekli dolu. 
Köyde frappe içebileceğiniz terk yer burası, ünlü yunan tatlısı tatlı süt böreğini de mutlaka tatmalısınız.

Tepeköy'ün ünlü ismi şüphesiz Barba Yorgo. Uzun yıllardır işlettiği tavernası köyün girişinde bekliyor sizi. Aynı zamanda kendi bağlarından topladığı üzümler ile yaptığı şaraplarından alabilirsiniz burada.

Kahvenin tam karşısında, köyün meydanında açılan Angelika'nın tavernası şahsına münhasır bir yer olmuş. Angelika köye geri dönenlerden biri, güler yüzlü, samimi ve sanki misafir ağırlar gibi mekanında. Ayrıca Yunan adalarına gidenlerin hep anlattığı gibi porsiyonları oldukça büyük.  

Tepeköy her sene 15 Ağustos'da gerçekleşen ünlü Meryem Ana Panayırı'na ev sahipliği yapan köy. 
Son yıllarda 10 günlük süreye yayılan kutlamalarda Tepeköy dolup taşıyor. Meydanda kurulan koca kazanlarda yemekler pişiriliyor, dans ediliyor, şarap içiliyor. 
Bu panayır Rumların özel günlerinden biri. Köyün ziyaretçi sayısı meraklı turistler ile daha da artıyor.

Köyde, 1832 tarihli Evangelismos Teotoku Kilisesi ve eski Rum mezarlığı gezilebilir. Köyün yakınında Çınaraltı( İspilya) diye anılan bir piknik alanı bulunuyor.  
625 senelik anıt niteliğindeki çınar ağacı ve memba suyu akan antik çeşmesi etrafında manzaraya karşı piknik yapabileceğiniz bir alan.

DEREKÖY 

Dereköy adanın en batı kısmında yer alan bir Rum Köyü. Stratejik konumu ve Pirgos Limanı sayesinde, geçmişte diğer köylere göre ekonomik ve sosyal açıdan daha fazla gelişim göstermiş. 
Zamanında 1950 hane ile adanın hatta Türkiye'nin en büyük ve kalabalık köyüymüş. 
İçerisinde 22 kahve, 2 sinema, çok sayıda berber, bakkal, terzi gibi dükkanlar ve 3 zeytinyağı imalathanesi bulunurmuş.

Merkeze 14 km. uzaklıkta, karşılıklı iki tepenin, Halakasi ve Madrabodus Tepeleri yamacında kurulan köy, ortasından geçen yolla ikiye bölünmektedir. 
Osmanlı gezgini Piri Reis'in 16.yy'da adada bahsettiği iki yerleşim yerinden biri Dereköy'dür (diğeri Kaleköy).

Günümüzde yaz-kış köyde 140-150 hanede yaşam sürmekte. 
Nüfusun yarısını Rumlar yarısını güneydoğu'dan yerleşen Türkler oluşturmakta. Ama yazın eski ev sahiplerinin köylerini ziyarete gelmesiyle daha çok ev canlanıyor.

Köyde ibadete açık iki kilise bulunuyor. Köyün girişindeki Hagia Marina Kilisesi ve çarşıdaki Koimesis Tis Theotokos Kilisesi. İkisi de 1800'lü yılların başında inşa edilmiş. 
Dereköy'ün merkezden gelirken solda kalan kısmında, kilisenin bulunduğu meydan, eskiden çarşı meydanıymış. Adanın en büyük çamaşırhanesi hala burada ve ziyaret edilebilir.

Köyde birkaç tane konaklama yeri, oğlak tandır yiyebileceğiniz bir kır restoranı ve restore edilen eski bir rum evinin bahçesine kurulu(Kalyopi Köy Evi) bir kafe bulunuyor.

TÜLİN ÖZKUL 

Gökçeadayla ilgili Tavsiyeler

  • Merkezdeki eski hamam restore edilerek 2017 yılında Kent Müzesi olarak açıldı. Adayı yakından tanımak ve adalıların hikayelerini öğrenmek için mutlaka uğrayın. Müzenin bahçesindeki kafe de, merkezin kalabalığından sıyrılacağınız bir gizli bahçe gibi...

  • Adada birçok çeşmeden menba suyu akıyor. Şişenizi yanınızda taşıyın ve tekrar tekrar doldurarak  için, pet şişe tüketimini azaltın.

  • Adanın ilk meyhanelerinden Son Vapur, Zeytinliköy'de. Hem köy manzarası hem lezzetli yemekler, hem Arek'in enerjisi, adaya gelip de uğranmadan gidilmemeli...

  • Kaleköy'ün meydanındaki Mustafa'nın Kayfesi'nde bol bol vakit geçirin, sabahları kahvaltı edin, kahve içmeye gidin. Begonvil'de yine köyde harika deniz manzarasında karşı kahvaltı edebileceğiniz bir mekan. Salih'in Yeri de doğallığı, ev yapımı mantı ve yemekleri ile doğru adres.

  • Kaleköy Limanda antik Valentine Yolu üzerinde, eski bir Rum evinin terasına kurulu Mara Garden, adaya çok yakışan tam bir yaz mekanı. Pizzaları ve kokteyllerini tatmadan dönmeyin.

  • Günbatımını Kaleköy'deki kayaların üstünden seyredin. Hele birde dolunay zamanı ise bir yanda gün batarken bir yanda ay doğar! Tam orada keyfinizi uzatacağınız bir meyhane de var, tadını çıkarın...

  • Gökçeada'nın lezzetli etlerinden yapılan yemeklerden tadın. Oğlak tandır, buharda oğlak, kuzu kapama gibi.

  • Aydıncık Plajı ya da Kefaloz'da sörf yapanları seyredin, hatta neden siz de özel ders almıyorsunuz...

  • Eski Bademli'de Dimitri Restoran, günün her saati ama özellikle gün batımında harika manzara eşliğinde yemek yiyebileceğiniz bir yer. Köye gitmişken mutlaka Gökhan'ın Bal Çiftliğine de uğramalı. Arıların şaşırtıcı dünyasıyla ilgili bir sürü ilginç şey öğrenecek, organik ve ödüllü balının tadına bakabileceksiniz.

  • Merkezdeki Biyer Kafe adanın özel mekanlarından, ev yemeklerinden tatlı işlerine, doğal, sağlıklı mutfak tavırlarını koruyan, uğramadan dönülmemesi gereken bir yer...

  • Gökçeada Dalış Merkezi'nden dalış dersleri alın. Kurslara katılmasanız bile bir kerelik keşif dalışı yapabilir ve adayı denizden görme fırsatını yakalarsınız.

  • Adayı denizden gezdiren tek tekne Seabird, Kaleköy limanda sizi bekliyor. Karadan göremeyeceğiniz bir çok koyunu günübirlik yemekli turlarla gezme imkanını kaçırmayın.
  • Merkezin trafiğe kapalı sokağı (İş Bankasının sokağı), adaya gelince mutlaka görülmesi gereken nostaljik bir sokak. 

  • Eski evlerin dokusu, kaliteli restoranları ile merkezin en keyifli yeri. Bu sokağın sonunda yer alan Dimar Mutfak, Rum kökenli Dimitri ve Maria'nın yaz-kış açık mekanları. Ev yapımı pizzaları, kahve ve içki çeşitleri ile lokallerin boş bırakmadığı, tam bir ada kafesi.

  • Merkezin oturması en keyifli mekanlarından Ağustos Böceği, bir ara sokakta süpriz gibi çıkıyor karşınıza. İşletmesi ve yemekleri ile gönlünüzü çalacak.

  • Merkezdeki diğer özgün mekan İspilioti tatlıları. Ada kökenli Vasil ve ailesi, adaya geri dönüş yaptıktan sonra Tepeköy'de yaratmışlar tatlı markalarını. Şimdi hem kafe hem satış dükkanı olarak bir yerleri var merkezde.

  • Adanın kuzeyde denize girilen en güzel koylarından Yıldızkoy'daki kamping alanı beach ortamı, barı, kafesi ile deniz keyfinize keyfi katıyor. Burada bol bol vakit geçirmeli, hatta tüm tatili geçirmeli dedirtiyor insana...

  • Rum köyü Zeytinliköy'de doğma büyüme oralı olan Mina'nın babasının eski bakkal dükkanına açtığı kafe, renkli ortamı ve lezzetli tatlıları ile uğramadan gidilmeyecek yerlerden. Mina'nın merkezde meydanda, çınar ağacının altında da bir yeri var artık. Rum pizzası çok lezzetli...

  • Bir zamanlar ülkenin en büyük köyü olan Dereköy'ü görmeden dönmeyin. 
    Köyün ara sokaklarında yer alan Kalyopi'nin Evi ise eski bir Rum evinin bahçesine kurulmuş otantik bir kafe. Dereköy'e gelince köyde toplanan dutlardan yapılan karadut suyunu mutlaka içmelisiniz..

  • Rum köyü Tepeköy günümüzde yaz kış en çok Rumun yaşadığı köy. Köyde 3 taverna(meyhane) bulunuyor. Ünlü Barba Yorgo ve Angelikis'de yaz akşamları canlı müzik de oluyor.

  • Gökçeada gastronomi bölümünde öğretim görevlisi bir adalının, doğal tarifle, kendi keçi sütlerinden yaptıkları Agno Dondurma için merkezdeki 'Dondurma Mekanı'nı bulun. Kaleköy Limanda'da yerleri var.

  • Merkezin güzel otellerinden Vintage Inn'in kafe -bistrosu, hem içi hem bahçesi ile çok keyifli, mutlaka uğrayın, Türkan Hanım'ın lezzetli tatlılarından yiyin.

  • Adanın artık bir hamburgercisi de var. Beef Burger sadece çeşit çeşit hamburgerler yapan yeni bir mekan, fiyatları da gayet makul

  • İstanbul -Gökçeada arasında artık non-stop transfer hizmeti yapan iki küçük otobüs firması bulunuyor. Her gün yapılan karşılıklı seferlerle İstanbul'dan binip ada merkezinde inebiliyorsunuz. bakınız

Ada Gerçekleri

  • Türkiye'nin en büyük adası. Kendi suyunu kendi karşılayan bir ada.

  • Türkiye'nin en batı ucu, güneşin en son battığı yer.

  • Doğal su kaynakları açısından Ege'nin en zengin adası.

  •  Yazın adaya ulaşım sadece deniz yolu ile, 2 arabalı feribot ve 1 deniz otobüsü ile yapılıyor. 

  • Feribottan indiğinizde vardığınız Kuzulimanı bir yerleşim yeri değil. 
  • İlk yerleşim yeri 7 km. uzaklıktaki ada merkezi ve deniz kenarında değil.

  • Deniz kenarındaki tek düzenli yerleşim yeri Kaleköy Limanı.

  • Adada sadece Ziraat Bankası, İşbankası ve Halkbank şubeleri bulunuyor.

  • Toplu taşıma sadece merkezden kalkan minübüslerle, belli güzergahlarda ve saatlerde yapılıyor.

  • Gökçeada'da 1 Devlet Hastanesi ve 2 eczane bulunuyor.

  • Yaz sezonu boyunca arabayla adaya geçmek isteyenlerin feribot için online rezervasyon yapmaları gerekiyor.

barba_yorgo_tavernasi  
barba yorgo şarapları

 Ay çiçeği tarlaları




Daha önce bu köfteyi Belgrad'da cevapcici olarak yemiştik.








Mustafanın kayfesi















Sabun Atölyesi







Kilise bayağı bir değişmiş.





Yıldızkoy'da tü





Kokina nın yeri




http://www.barbayorgo.com/tr/tavernamiz.html








Nostos cafe




Cafe Nostos



Aydıncık plajı

















Nostos cafe










Kaya abinin bizi tepede götürdüğü karadut ağacı., 






Kaya abimiz
Belgesel tadında film çekme denemeleri...


Eve dönüş Van Gogh tablosu gibi


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AVŞA ADASI & ERDEK & KİRAZLI MANASTIRI KEŞİFTEYİZ

YENİ YIL GAZELLEMESİ

ISLAND OF MARMARA

KAKAVA'DA BAHAR RİTÜELİ

KAMP VE DOĞA YÜRÜYÜŞÜNDE ARA ÖĞÜN / SMOOTHİE ÇEŞİTLERİ

METAMORFOZ GÖKÇEADAM